Evlilik Öncesi Hatası

Yaşım 30’a yaklaşırken, çevremdeki aile ve akrabaların evlenmem gerektiği yönündeki baskıları giderek yoğunlaşıyordu. Arkadaşlarımın ve akrabalarımın düğünlerle, evliliklerle ilgili sık sık sordukları sorularla adeta boğuluyordum. Bu süreçte, bir tanışma sitesi üzerinden biriyle görüşmeye karar verdim. İlk buluşmamız olumlu geçti; beni anlayan, güven veren ve ailesine saygılı biriyle karşılaşmıştım. İkimizin de aileleri orta gelirli, geleneksel değerlere sahip insanlardı. İlişkimiz hızla derinleşti ve evlilik düşüncesi konuşulmaya başlandı.

Ancak zamanla, partnerimin evlilik ve düğün konusundaki beklentileri beni şaşırttı. Onun için evlilik teklifi büyük, göz alıcı ve unutulmaz olmalıydı. Lüks restoranlarda, muazzam bir yüzükle ve gösterişli bir atmosferde olmalıydı. “Ömürde bir kere” dediği bu anın ne kadar önemli olduğunu ve nasıl hatırlanacağını her fırsatta vurguluyordu. Ben de onun mutluluğu için elimden geleni yapmaya karar verdim.

Kız isteme günü geldiğinde, geleneksel çiçek ve çikolata devrinin geride kaldığını gördüm. Özel olarak tasarlanmış bir gümüş gondol içinde en kaliteli çikolatalar ve en gösterişli çiçeklerle gittik. Partnerimin gözlerindeki mutluluğu görmek beni de mutlu etmişti, ancak bu sadece bir başlangıçtı ve masraflar giderek arttı. Nişan, kına ve düğün hazırlıkları derken bütçemiz ciddi şekilde sarsıldı. Salon rezervasyonları, kuaför masrafları, bohçalar, özel dikim elbiseler ve profesyonel fotoğrafçılar derken her adımı büyük bir titizlikle planlamaya çalıştık.

Kına ve düğün günleri yaklaştığında, bir ev kiralamaya ve tüm detayları büyük bir özenle planlamaya karar verdik. Ancak, her iki ailede de maddi sıkıntılar baş gösterdi ve sonunda 400 bin TL kredi çekmek zorunda kaldık. Düğünümüzde her şey eşimin hayalleri doğrultusunda oldu; arkadaşlarının yaptıklarını ve gösterişli düğünlerini biz de yapmak zorunda hissettik.

Düğün gecesi, salonun kapısından partnerimin eliyle birlikte adım atmamla başlayan seremoni, benim için hem heyecan verici hem de bir o kadar da gerçek dışıydı. Gözümün önünden düğün hazırlıkları, ailelerin endişeleri ve maddi sıkıntılar geçti. Dans ederken bile, içimde bir huzursuzluk vardı. Belki de tüm bu gösterişin ve harcamaların altında gerçek bir mutluluğun yattığını sorguluyordum.

Balayı içinse partnerim hayal ettiği en güzel yerleri seçti ve bu tatilin ardından gerçek hayata döndüğümüzde, gerçekle yüzleşmek zorunda kaldık. Toplamda 900 bin TL üzerinde bir borç altında olduğumuzu gördük. Takılarla bir kısmını ödedik, ancak geri kalan büyük kısmını taksitlerle ödemek zorunda kaldık. İki maaşımız da bu borçları ve evimizin temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorlanıyordu. Maddi zorluklar, ilişkimizde gerginliklere ve sürtüşmelere yol açtı.

Düğünden sonra, evliliğimizin ilk yıllarında bu büyük düğün için harcadığımız parayla geçti. Bu süreç bize önemli bir ders verdi: Gerçek mutluluk, büyük gösterişli detaylarda veya pahalı organizasyonlarda değil, birbirimize olan sevgi, anlayış ve destekte yatıyordu. “Nikanın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır” sözü bu sürecin bize verdiği dersi en iyi şekilde özetliyordu. Evlilikte en değerli şeyin, birlikte geçirilen zaman ve birbirimize destek olduğunu anlamak için bu deneyimden geçmek zorunda kalmıştık.

Yaşadığımız zorluklar bizi birbirimize daha da yakınlaştırdı ve her birimizin birbirine olan bağlılığı daha da güçlendi. Evliliğimizde, maddi zorlukların bizi nasıl etkileyebileceğini ve gerçek dayanaklarımızın neler olduğunu daha iyi anlıyoruz. Şimdi, birlikte her anın kıymetini bilmeye ve birlikte geçirdiğimiz her günü daha anlamlı kılmaya çalışıyoruz.

Resmin büyük halini görmek için tıklayın

25 Temmuz 2024 - 21:55 'de eklendi ve kez görüntülendi.
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT